ESNAF ODALARI TARAFINDAN DÜZENLENEN FİYAT TARİFELERİ, 6502 SAYILI TÜKETİCİNİN KORUNMASI HAKKINDA KANUN’DA DÜZENLENEN FİYAT ETİKETİ/FİYAT LİSTESİ OLARAK KABUL EDİLİR Mİ?

Bilindiği üzere fiyat tarifesi, 5362 sayılı Kanuna göre düzenlenen ve oda üyeleri arasında uygulanacak azami fiyatları belirleyerek haksız rekabetin önlenmesi amacını taşımaktadır. Fiyat Etiketi Yönetmeliğinin amacı ise perakende olarak satışa sunulan mal ve hizmetlerin etiket, tarife ve fiyat listelerinin şekli, içeriği, kullanılması ile indirimli satışlara ilişkin usul ve esasları düzenlemektir. Dolayısıyla fiyat tarifelerinin öncelikle 5362 sayılı Kanuna ve ilgili Yönetmeliğe uygun olması gerekecektir.

Esasen konuyla ilgili olarak öncelikle belirlenmesi gereken hususun Odaların belirlediği fiyat tarifelerinin “Fiyat Etiketi Yönetmeliği” kapsamında Tarife veya Fiyat Listesi olarak kabul edilip edilmeyeceğidir.

5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanununun “Fiyat tarifelerinin tespit şekli” başlıklı 62 nci maddesinde,

Bu Kanuna tabi esnaf ve sanatkârlarca üretilen mal ve hizmetlerin fiyat tarifeleri, bağlı bulundukları odalarca hazırlanır ve odanın mensubu olduğu birlik yönetim kurulu tarafından fiyat tarifesinin sunulmasından sonra otuz gün içinde onaylanır veya reddedilir. Onaylanan fiyat tarifesi belediye, mülki amirlik ve ilgili odaya yedi gün içerisinde bildirilir ve bu andan itibaren yürürlüğe girer. Fiyat tarifeleri, uygulanacak azami hadleri gösterir.

Belediyeler veya o yerin en büyük mülki amiri tespit edilen bu tarifeleri uygun bulmadıkları takdirde esnaf teşekkülü ile anlaşmaya varamazlarsa onbeş gün içinde o yerin mülki amirinin ya da görevlendireceği yardımcısının başkanlığında, ticaret ve sanayi veya ticaret odasından bir temsilci ile esnaf ve sanatkârlar odaları birliği temsilcisinden teşekkül edecek bir komisyonda görüşülüp karar verilmesini isteyebilirler. 

Komisyon kararları salt çoğunlukla alınır. Komisyon, tarifeleri uygun bulmadığı takdirde tarife yürürlükten kalkar.

Komisyon kararına karşı, ilgililer yazılı bildirim tarihinden itibaren on gün içinde ticari davaları görmeye yetkili mahkeme nezdinde itirazda bulunabilirler. Bu mahkemenin kararı kesindir.”

hükümlerine yer verilmiştir. Yine esnaf ve sanatkârlarca üretilen mal ve hizmetlerin fiyat tarifelerinin belirlenmesine, uygulanmasına ve denetlenmesine dair usul ve esasları düzenlemek amacıyla çıkarılan “Esnaf ve Sanatkârlarca Üretilen Mal ve Hizmetlerin Fiyat Tarifeleri Hakkında Yönetmelik”te de fiyat tarifelerinin hazırlanması ve denetimine ilişkin ayrıntılı düzenlemelere yer verilmiştir.

Ticaret Bakanlığının 2019 yılında web sitesinde yayınlanan “Güncel Tüketici Uyuşmazlıklarına İlişkin Sıkça Sorulan Sorular” başlıklı çalışmasında yapılan açıklamada aynen;

“136- Meslek kuruluşları veya mevzuatına göre bu konuda yetkili bulunan kurum ya da kuruluşlarca belirlenen hizmetlere ilişkin tarife ve fiyat listeleri ile Fiyat Etiketi Yönetmeliğindeki tarife ve fiyat listeleri aynı kavramlar mıdır?

Hayır, aynı kavramlar değildir. Meslek odalarınca hazırlanan “fiyat listesi, asgari/azami fiyat” tespitine ilişkin düzenlemeler fiyattan kaynaklanan haksız rekabetin önlenmesi olmak üzere satışlara standart getirilmesi amacı ile yapılmıştır[1].” denilmiştir.

Yine anılan Bakanlığın web sayfasında “Tüketici” uygulaması içinde yer alan “Tüketici Bilgi Rehberi”nde yer verilen “Fiyat Etiketleri Hakkında Bilgilendirme” kısmında[2] aynen;

“Meslek kuruluşları veya mevzuatına göre bu konuda yetkili bulunan kurum ya da kuruluşlarca belirlenen hizmetlere ilişkin tarife ve fiyat listeleri ile Fiyat Etiketi Yönetmeliğindeki tarife ve fiyat listeleri aynı kavramlar mıdır?

Meslek odalarınca hazırlanarak yürürlüğe konan ve üyelerince de uyulması zorunluluğu yaptırıma bağlanan “fiyat listesi, asgari/azami fiyat” tespitine ilişkin düzenlemeler başta oda üyeleri arasında fiyattan kaynaklanan haksız rekabetin önlenmesi olmak üzere satışlara standart getirilmesi amacı ile yapılmıştır.

Bu bağlamda, meslek odalarınca yapılan düzenlemelerle tüketicinin korunması mevzuatında yer alan düzenlemeler farklı amaçlar için yapılmış olup, odaların fiyat tespitine yönelik düzenlemelerine ilişkin olarak 6502 sayılı Kanun ve ilgili Yönetmelikte herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Tüketicinin korunması mevzuatı kapsamında satıcı veya sağlayıcıların mal satımı ya da hizmet sunumu için tüketiciye sunmuş oldukları etiket, tarife ve fiyat listelerinin mevzuatta yer alan düzenlemelere uygun olup olmaması bakımından inceleme yapılmaktadır.”

açıklaması yapılmıştır.

Ticaret Bakanlığının İlgili Genel Müdürlüğü tarafından Bakanlık web sayfalarında yapılan Bilgilendirme yazısına göre, 5362 sayılı Kanun kapsamında düzenlenen fiyat tarifelerinin, Fiyat Etiketi Yönetmeliği kapsamında düzenlenen tarife listesi veya fiyat listesi ile aynı olmadığı, Odaların düzenlediği fiyat tarifelerinin 5362 sayılı Kanuna göre düzenlenmesi nedeniyle farklı amaçlara hizmet ettiği, bu nedenle fiyat tarifesinin, tarife veya fiyat listesi gibi değerlendirip anılan Fiyat Etiketi Yönetmeliği hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığı, Odalar tarafından düzenlenen fiyat tarifesinin 5362 sayılı Kanun ve buna ilişkin Yönetmelik hükümlerine uygun olmasının yeterli olduğu, ayrıca 6502 sayılı Kanunun şekil şatlarına uyulma zorunluluğu olmadığı, söylenebilecektir.

Bu açıklamalar karşısında, örneğin, Emlakçılar Odası tarafından üyelerin kullanımı için hazırlanan matbu sözleşmelerin, 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanuna uygun olmak zorunda olup olmadığı sorusu da akla gelebilecektir.

Bilindiği üzere emlak komisyonculuğunun da içinde olduğu simsarlığa ilişkin tüm sözleşmelerin Borçlar Kanununun  520 nci maddesinde düzenlendiği ve ancak yazılı olarak kurulabileceği belirtilmiştir. Taşınmaz Ticareti Hakkındaki Yönetmelikte ise dört türde sözleşme ve bir belgeden bahsedilmektedir. Anılan Yönetmelikte bu sözleşmeler; a) Yetkilendirme sözleşmesi b) Alım/satım ve aracılık sözleşmesi c)Kiralamaya aracılık sözleşmesi d) Hizmet ortaklığı sözleşmesi e) Taşınmaz gösterme belgesi, olarak sıralanmıştır.

6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/l maddesinde ise Tüketici işlemi”nin “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi,” ifade edeceği belirtilmiş ve simsarlık/emlakçılık sözleşmeleri tüketici işlemi sayılarak 6502 sayılı Kanun kapsamına alınmıştır.

6502 sayılı Kanunun “Temel ilkeler” başlığı altındaki 4 üncü maddesinin birinci fıkrasında ise aynen;

Bu Kanunda yazılı olarak düzenlenmesi öngörülen sözleşmeler ile bilgilendirmeler en az on iki punto büyüklüğünde, anlaşılabilir bir dilde, açık, sade ve okunabilir bir şekilde düzenlenir ve bunların bir nüshası kâğıt üzerinde veya kalıcı veri saklayıcısı ile tüketiciye verilir. Sözleşmede bulunması gereken şartlardan bir veya birkaçının bulunmaması durumunda, eksiklik sözleşmenin geçerliliğini etkilemez. Bu eksiklik sözleşmeyi düzenleyen tarafından derhâl giderilir.

(…)”

hükmüne yer verilmiş ve sözleşmelerin 12 punto olacağı belirtilmiştir.

Ancak Kanun maddesi dikkatli incelendiğinde, “bu Kanunda yazılı olarak düzenlenmesi öngörülen sözleşmeler ile bilgilendirmeler” den bahsedildiği görülecektir.

Dolayısıyla sözleşmelerin 12 punto olarak düzenlenme şartı, bu sözleşmelerin 6502 sayılı Kanunda yazılı olarak düzenlenmesi öngörülmüş sözleşmeler olmasına bağlıdır. Emlak komisyonculuğundan kaynaklı sözleşmelerin tüketici işlemi olup olmamasının, sözleşmelerin şekline ilişkin bir sonucu bulunmamaktadır. Diğer bir ifadeyle emlak komisyonculuğu işlemlerinde bir taraf tüketici ise bu işlemde ortaya çıkabilecek anlaşmazlıkların giderilmesinde tüketici hukuku uygulanabilecektir. Ancak sadece tüketici işlemi olmasından dolayı sözleşmelerin de 6502 sayılı Kanuna uygun olacağı yönünde bir düzenleme bulunmamaktadır.

6502 sayılı Kanunda, Taksitle Satış Sözleşmeleri(md. 17), Tüketici Kredi Sözleşmeleri(md. 22), Konut Finansmanı Sözleşmeleri(md.32), Ön Ödemeli Konut Satış Sözleşmeleri(md.40), gibi sözleşmelerin açıkça yazılı yapılacağı düzenlenmiş ancak aynı Kanunda emlak komisyonculuğuna bağlı konut alım satımlarının, konut kiralama vs. sözleşmelerle ilgili ve Taşınmaz Ticareti Hakkında Yönetmelikte belirlenen sözleşmelerin yazılı ve 12 punto olacağı yönünde bir düzenleme getirilmemiştir. Bu sözleşmelerin yazılı olması kuralı Borçlar Kanunu ve Taşınmaz Ticareti Hakkında Yönetmelik hükümlerine dayanmaktadır.

Sonuç olarak Taşınmaz Ticareti Hakkında yönetmelik kapsamında yürütülen faaliyetler çerçevesinde kullanılan sözleşme ve belgelerin 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında yazılı ve 12 punto olarak düzenlenmesi öngörülen sözleşmeler kapsamında sayılmaması nedeniyle Oda tarafından bastırılan ve üyelerine satılan matbu sözleşmelerin 6502 sayılı Kanuna uygun hazırlanmasına gerek olmadığı ve bu çerçevede matbu sözleşmelerin 12 punto olmak zorunda olmadığı söylenebilecektir.


[1] https://ticaret.gov.tr/data/5d43e87b13b876433065530b/e6cc584020982965ddb7ff9daa39edd1.pdf

[2] https://tuketici.ticaret.gov.tr/yayinlar/tuketici-bilgi-rehberi/fiyat-etiketleri-hakkinda-bilgilendirme

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top