
Sosyal ve ekonomik hayatımızın her yerinde var olan esnaf ve sanatkarlar aslında sermayenin ve sanayinin fidanlığı olarak kabul edilmektedir. Zira, çoğu yenilikçi fikirler bu alanda ortaya çıkıp büyümekte ve desteklendiği sürece ülkemiz ekonomisine de önemli katkılar sunmaktadır.
Sokağımızın ışığı olan ve berber, terzi, bakkal, manav vs. olarak bildiğimiz esnaf ve sanatkarlar da hukukumuzda bir düzenlemeye tabi tutulmuş ve 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanunu bu kesimin örgütlenmesinin temel çerçevesini çizmiştir.
1-Esnaf ve Sanatkarın tanımı
5362 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanunu’nun “Tanımlar” başlıklı 3’üncü maddesinde, esnaf ve sanatkâr;
-İster gezici ister sabit bir mekânda bulunsun,
-Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunca belirlenen esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dahil olup,
-ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedenî çalışmasına dayandıran
-kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan,
-basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre deftere tabi olanlar
-vergiden muaf bulunan,
meslek ve sanat sahibi kimseler şeklinde tanımlanmıştır.
Bu tanımdan hareketle, bir kişinin esnaf sayılabilmesi için öncelikle Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunun 30.01.2019 tarihli ve 3 sayılı Kararında belirlenen esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dahil olması gerekmektedir. Anılan Kararda 11 sektör tanımı içinde 184 meslek tanımı yapılmıştır. Dolayısıyla ilke olarak bu meslekler içinde yer alanlar esnaf ve sanatkar sayılmaktadır. Ancak bu yeterli olmayıp kişinin esnaf ve sanatkar sayılabilmesi için aynı zamanda;
-kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olmalı,
-basit usulde vergilendirilmeli ve işletme hesabı esasına göre deftere tabi olmalı,
-veya vergiden muaf bulunmalıdır.
5362 sayılı Kanun, esnaf ve sanatkar sayılabilmek için basit usulde vergiye tabi olmayı öngörmüş ve işletme hesabına göre(ikinci sınıf tüccar) defter tutulsa da gerçek usulde vergiye tabi olanları esnaf ve sanatkar saymamıştır.
2-İşletme hesabına göre defter tutma
5362 sayılı Kanun esnaf sayılma şartları arasında işletme hesabına göre defter tutmayı da saymıştır. Diğer bir ifadeyle Kanun Vergi Usul Kanununa (VUK) göre ikinci sınıf tüccar olanları da esnaf ve sanatkar saymıştır.
Bilindiği üzere VUK’un 176 ncı maddesinde, tüccarlar, defter tutma bakımından iki sınıfa ayrılmakta ve I inci sınıf tüccarların bilanço esasına göre, II nci sınıf tüccarların işletme hesabı esasına göre defter tutacakları belirtilmiştir.
VUK’un 177 nci maddesinde ise Birinci Sınıf Tüccarların kimler olduğunun ölçülerine yer verilmiştir. Buna göre, 2025 yılı için, aşağıda yazılı tüccarlar, I inci sınıfa dahildirler:
1. Satın aldıkları malları olduğu gibi veya işledikten sonra satan ve yıllık alımlarının tutarı 2.000.000 TL lirayı veya satışlarının tutarı 2.800.000 TL lirayı aşanlar;
2. Birinci bentte yazılı olanların dışındaki işlerle uğraşıp da bir yıl içinde elde ettikleri gayri safi iş hasılatı 990.000 TL lirayı aşanlar;
3. 1 ve 2 numaralı bentlerde yazılı, işlerin birlikte yapılması halinde 2 numaralı bentte yazılı iş hasılatının beş katı ile yıllık satış tutarının toplamı 2.000.000 TL lirayı aşanlar;
4. Her türlü ticaret şirketleri (Adi şirketler iştigal nevileri yukardaki bentlerden hangisine giriyorsa o bent hükmüne tabidir.);
5. Kurumlar Vergisine tabi olan diğer tüzelkişiler (Bunlardan işlerinin icabı bilanço esasına göre defter tutmalarına imkan veya lüzum görülmeyenlerin, işletme hesabına göre defter tutmalarına Maliye Bakanlığınca müsaade edilir.);
6. İhtiyari olarak bilanço esasına göre defter tutmayı tercih edenler.
VUK’un 178 inci maddesinde ise;
-177 nci maddede yazılı olanların dışında kalanlar, yani 177 nci maddede yer alan limitlerin altında kalanlar,
-Kurumlar Vergisi mükelleflerinden işletme hesabı esasına göre defter tutmalarına Maliye Bakanlığınca müsaade edilenler.
İkinci sınıf tüccar olarak kabul edilmiştir.
Esnaf ve sanatkar ile tacir ve sanayici arasındaki ayrım, mülga T.Ticaret Kanunu’nun 1463 üncü maddesi gereği çıkarılan 18.06.2007 tarih, 2007/12362 sayılı Bakanlar Kurulunun “Esnaf ve Sanatkar İle Tacir ve Sanayicinin Ayrımına İlişkin Kararı”nda ortaya konulmuştur.
Söz konusu kararda aynen;
“5362 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanunu’nun 3’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ve 63’üncü maddesi ile 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 12’nci ve 17’nci maddelerinin uygulaması bakımından;
a) Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunun tespit edeceği ve Resmî Gazete’de yayımlanacak esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dahil olup;
-Ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedeni çalışmasına dayandıran ve,
-Kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan,
-Basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunanlardan 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 177 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) ve (3) numaralı bentlerinde yer alan nakdi limitlerin yarısını, (2) numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını aşmayanların, esnaf ve sanatkar sayılmaları ile esnaf ve sanatkâr siciline ve dolayısıyla esnaf ve sanatkarlar odalarına kaydedilmeleri,
Ancak, esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı iken, daha sonraki yıllarda yıllık alış veya satış tutarları ya da gayri safi iş hasılatı, esnaf ve sanatkâr sayılma hadlerini aşanların kendileri istemedikçe ticaret siciline ve dolayısıyla Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği bünyesindeki odalara kayıt için zorlanmaması, yıllık alış veya satış tutarları ya da gayri safi iş hasılatı esnaf ve sanatkâr sayılma hadlerinin altı katını aşanların ise kayıtlarının, esnaf ve sanatkâr sicili marifetiyle ticaret siciline aktarılması,
b) 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’na istinaden birinci sınıf tacir sayılan ve bilanço esasına göre defter tutanlar ile işletme hesabına göre defter tutan ve bu Kararın (a) bendinde belirtilenlerin dışında kalanların tacir ve sanayici sayılmaları ile ticaret siciline ve dolayısıyla Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin bünyesindeki odalara kaydedilmeleri, kararlaştırılmıştır.”
denilmiştir.
Bu halde 2025 yılına göre;
1-Satın aldıkları malları olduğu gibi veya işledikten sonra satan ve yıllık alımlarının tutarı 1.000.000 lirayı veya satışlarının tutarı 1.400.000 lirayı aşmayanlar,
2-Birinci bentte yazılı olanların dışındaki işlerle uğraşıp da bir yıl içinde elde ettikleri gayri safi iş hasılatı 990.000 lirayı aşmayanlar;
3-1 ve 2 numaralı bentlerde yazılı işlerin birlikte yapılması halinde 2 numaralı bentte yazılı iş hasılatının beş katının yarısı ile yıllık satış tutarının toplamı 1.000.000 lirayı aşmayanlar;
esnaf ve sanatkar sayılmaktadır.
Burada 5362 sayılı Kanun ve Esnaf ve Sanatkar İle Tacir ve Sanayicinin Ayrımına İlişkin Kararda yer verilen kıstaslara göre, VUK 177 nci maddede yer alan limitleri aşmayanlar ikinci sınıf tüccar sayılmış ancak bu limitlerin yarısını aşmayanlar ise esnaf ve sanatkar sayılmıştır. VUK 177 nci maddesinde sayılan limitlerin yarısı ile tamamı arasında kalanlar bu limitlerin 6 katını aşmadığı sürece de esnaf ve sanatkar sayılmaktadır ve bunlar işletme hesabına göre defter tutanlardır.
3-Basit Usulde vergiye tabi olmak
Gelir Vergisi Kanununa göre ticaret ve sanat erbabı, kazancın tespit usulü bakımından ikiye ayrılmaktadır.
-Basit usulde ticari kazanç elde edenler
-Gerçek usulde (bilanço ve işletme hesabı esası) ticari kazanç elde edenler
İlgili Kanunlarda, kazançları basit usulde tespit edilen mükelleflere, gerçek usulde vergilendirilen mükelleflerden farklı olarak bir takım kolaylıklar sağlanmıştır.
3-1)Basit Usule Tabi Olmanın Şartları
Gelir Vergisi Kanununun 47 nci ve 48 inci maddelerinde yer alan genel ve özel şartları topluca taşıyanların ticari kazançları basit usulde tespit olunmaktadır.
Genel Şartlar
1. Kendi işinde bilfiil çalışmak veya bulunmak (işinde yardımcı işçi ve çırak kullanmak, seyahat, hastalık, ihtiyarlık, askerlik, tutukluluk ve hükümlülük gibi zaruri ayrılmalar dolayısıyla geçici olarak bilfiil işinin başında bulunmamak bu şartı bozmaz. Ölüm halinde, iş sahibinin dul eşi veya küçük çocukları namına işe devam olunduğu takdirde, bunların bilfiil işin başında bulunup bulunmamalarına bakılmaz.),
2. İşyeri mülkiyetinin iş sahibine ait olması halinde emsal kira bedeli, kiralanmış olması halinde yıllık kira bedeli toplamının;
• Büyükşehir belediye sınırları içinde 2025 takvim yılı için 79.000 TL’yi aşmaması,
• Diğer yerlerde 2025 takvim yılı için 48.000 TL’yi aşmaması,
gerekmektedir.
3. Ticari, zirai veya mesleki faaliyetler dolayısıyla gerçek usulde gelir vergisine tabi olmamak.
Bu kapsamda; 2024 takvim yılı için belirtilen genel şartlardan herhangi birini sağlamayan kazançları basit usulde tespit edilen mükellefler, 01.01.2025 tarihinden itibaren gerçek usule tabi olacaktır.
Özel Şartlar
1. Satın aldıkları malları olduğu gibi veya işledikten sonra satanların;
• Yıllık alımları tutarının 2025 takvim yılı için 990.000 TL’yi aşmaması veya
• Yıllık satışları tutarının 2025 takvim yılı için 1.580.000 TL’yi aşmaması.
2. (1) numaralı bentte yazılı olanların dışındaki işlerle uğraşanların bir yıl içinde elde ettikleri gayrisafi iş hâsılatının, 2025 takvim yılı için 480.000 TL’yi aşmaması,
3. (1) ve (2) numaralı bentlerde yazılı işlerin birlikte yapılması halinde, yıllık satış tutarı ile iş hasılatı toplamının, 2025 takvim yılı için 990.000 TL’yi aşmaması,
gerekmektedir.
Esasen bu limitlerin, VUK 177 nci maddesinde yer alan ikinci sınıf tüccar sayılma limitleriyle paralel olduğunu söyleyebiliriz. Dolayısıyla VUK 177 nci maddede yer verilen hadleri aşmayanlar esasında ikinci sınıf tüccar ve bu limitlerin yarısını geçmeyenlerin de esnaf ve sanatkar olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Bu nedenle esnaf ve sanatkar sayılanların neredeyse tamamının basit usule tabi olduğu söylenebilecektir. Ancak genel şartlar arasında sayılan özellikle kira bedellerinin günümüz koşullarında 79.000 TL’yi aşacağı gerçeği karşısında bu koşulun sağlayamayanların basit usule de tabi olması mümkün olmayacaktır.
Basit Usulde Vergilendirilen Gelir Vergisi Faal Mükellef sayısı 2024 Aralık ayı itibariyle 821.849 (2023 Aralıkta 833.417) kişidir. Dolayısıyla TESK’in verilerine göre 2024 yılı Aralık itibariyle 2.255.757 esnaf ve sanatkarın, 821.849’u basit usule tabi ve kalanların ise işletme hesabına göre defter tutanları ve vergiden muaf olanları(GVK md. 9) oluşturduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.
3-2) Basit usulde ticari kazancın hesaplanması
Basit usulde ticari kazanç, bir hesap dönemi içinde elde edilen hasılat ile giderler ve satılan malların alış bedelleri arasındaki müspet farktır. Bu fark, faaliyetle ilgili olarak alınması ve verilmesi mecburi olan alış ve giderler ve hâsılatlara ilişkin belgelerde yazılı tutarlara göre hesaplanır. Kazancın bu şekilde tespiti sırasında emtia(mal, eşya) ticareti ile uğraşanlarca;
• Hesap dönemi sonundaki emtia mevcudunun değeri hâsılata,
• Hesap dönemi başındaki emtia mevcudunun değeri giderlere,
ilave edilir. Ancak, kullanılan sabit kıymetler gider yazılmaz ve üzerlerinden amortisman hesaplanmaz. Kazançları basit usulde tespit edilen mükelleflerin defter tutma yükümlülükleri bulunmamaktadır.
3-3) Ticari kazançlarda gelir vergisi istisnası
Bilindiği üzere, 7338 sayılı Kanunun 1 inci maddesi ile 193 sayılı GVK’ya başlığı ile birlikte aşağıdaki madde eklenmiştir.
“Basit usulde tespit olunan kazançlarda gelir vergisi istisnası:
MÜKERRER MADDE 20/A- Bu Kanuna göre kazançları basit usulde tespit olunan mükelleflerin 46 ncı maddeye göre tespit edilen kazançları gelir vergisinden müstesnadır.”
Yapılan Kanun değişikliğine ilişkin uygulama esaslarını göstermek üzere 26.05.2022 tarihli Resmi Gazetede (Seri No:320) Gelir Vergisi Genel Tebliği yayımlanmıştır.
Söz konusu Tebliğe göre, kendi işinde bilfiil çalışan veya bulunan, 193 sayılı Kanunun 47’nci maddesinde belirtilen kira tutarını (2025 takvim yılı için büyükşehir belediye sınırları içinde kalan yerler için 79.000 TL, diğer yerler için 48.000 TL) aşmayan ve 48’inci maddesinde yer alan alış-satış ve/veya hasılat sınırı altında kalan küçük esnaf ve sanatkarların kazançlarının basit usulde tespit edileceği düzenlenmiştir.
Kazançları basit usulde tespit edilen mükelleflerin kazançlarından dolayı da gelir vergisi vermemeleri sağlanmıştır.
4) Kazançları basit usulde tespit edilen mükelleflere sağlanan avantaj ve kolaylıklar
– Yukarıda ifade edildiği üzere kazançları basit usulde tespit edilen mükelleflerin ticari kazançları gelir vergisinden istisnadır.
– Basit usulde kazanç istisnasından yararlanacak olan mükellefler, istisna kapsamındaki bu kazançlar için yıllık beyanname vermeyecek ve diğer gelirleri (gayrimenkul sermaye iradı, menkul sermaye iradı vb.) dolayısıyla beyanname vermeleri halinde de bu kazançlarını beyannameye dâhil etmeyeceklerdir.
-Basit usule tabi mükelleflerin 01.01.2021 tarihinden itibaren Gelir Vergisi Kanununun 46 ncı maddesine göre tespit edilen ticari kazançları gelir vergisinden istisna edildiğinden ve bu kazançlar için yıllık beyanname verilmeyeceğinden, bu kapsamda bulunan mükelleflerin ticari kazançları üzerinden vergi tarhiyatı yapılması söz konusu değildir. Dolayısıyla, ticari kazançları vergi tarhına esas olmayan basit usule tabi mükelleflerin vergi levhası alma zorunlulukları bulunmamaktadır.
– Kazançları basit usulde tespit edilen mükellefler tarafından defter tutulmaz. Alınan ve verilen belgelerin kayıtları “aracılık ve sorumluluk sözleşmesi” düzenlenen meslek odası veya meslek mensupları aracılığıyla Defter-Beyan Sistemi üzerinden tutulur.
TESK’in 2025/19 sayılı Genelgesinde, “2025 yılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Asgari Ücret Tarifesi” değerlendirilerek Konfederasyon Yönetim Kurulunca; Odalar bünyesinde kayıtları tutulan basit usule tabi esnaf ve sanatkarlardan basit usul muhasebe hizmetleri karşılığında alınacak ücret, aylık 261,00.-TL olarak belirlenmiştir.
– Basit usule tabi mükelleflerce vergi tevkifatı yapılmaz ve muhtasar ve prim hizmet beyannamesi verilmez (Ancak 5510 sayılı Kanuna göre sigortalı çalışanları bildirmekle yükümlü olanlar, muhtasar ve prim hizmet beyannamesi vermek zorundadırlar.).
– Geçici vergi beyannamesi verilmez.
– Kazançları basit usulde tespit edilen mükelleflerin teslim ve hizmetleri KDV’den istisna edilmiş olup, bu mükellefler tarafından KDV Beyannamesi verilmeyecektir.
5) Basit usulde kayıtların tutulması ve belge düzeni
7338 sayılı Kanunla 193 sayılı Kanuna eklenen mükerrer 20/A maddesi ile basit usule tabi mükelleflerin elde ettikleri ticari kazançları gelir vergisinden istisna edilmiş olup, belge düzeni ve kayıtların tutulması uygulaması ve mükellefiyeti ile ilgili diğer ödevlerin yerine getirilmesi hususlarında herhangi bir değişiklik yapılmamıştır. Dolayısıyla, basit usule tabi mükellefler; kayıtlarının tutulması, belge düzeni ve mükellefiyetleri ile ilgili diğer yükümlülüklerini, mevcut mevzuat hükümleri kapsamında yerine getirmeye devam edeceklerdir.
Bu kapsamda, basit usule tabi mükellefler, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura, perakende satış vesikaları ve diğer belgeleri düzenlemek ve kullanmak zorundadırlar. Diğer taraftan, söz konusu mükellefler faaliyetlerinde kullandıkları belgeleri, 6/12/1998 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan Gelir Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 215) ve 30/6/1999 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan Gelir Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 225)’nde belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde temin etmeye devam edeceklerdir. Ayrıca, “Aracılık ve Sorumluluk Sözleşmesi” düzenledikleri meslek odaları veya meslek mensupları aracılığıyla “Defter-Beyan Sistemi” üzerinden kayıtlarının tutulmasına da devam edilecektir.
5-1)Kullanılacak Belgeler
Kazançları basit usulde tespit edilen mükellefler, hasılatları ile ilgili olarak, Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura, perakende satış vesikaları ve ilgili mevzuatta sayılan diğer belgeleri düzenlemek ve kullanmak zorundadırlar. Aynı zamanda kendilerine yapılan mal ve hizmet teslimleri için fatura, müstahsil makbuzu, gider pusulası ve Vergi Usul Kanunu gereğince uygun olan diğer belgeleri almak zorundadırlar.
5-2) Belge Temini
Basit usule tabi mükelleflerin kullandıkları belgeler ve zarflar sadece Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) tarafından bastırılmaktadır. Bu mükellefler belgelerini bağlı oldukları oda veya birlikten temin edeceklerdir. Mükelleflerin bulunduğu yerde bağlı oldukları oda veya birlik yoksa veya bulunduğu yerde bağlı olacağı oda veya birlik kurulmamış ise; en yakın oda veya birliğe veya karma odaya kayıt yaptıracaklardır. Belgelerini de kayıt yaptırdığı bu odadan temin edeceklerdir.
5-3) Belge Düzenlenmesinde Uyulacak Esaslar
Kazançları basit usulde tespit edilen mükellefler, ikinci sınıf tüccarların(işletme hesabına göre defter tutanlar) tabi olduğu usul ve esaslar dâhilinde belge düzenlemek durumundadırlar.
Ancak; Vergi Usul Kanununun mükerrer 257 nci maddesindeki yetkiye istinaden çıkarılan 215 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde, basit usule tabi mükelleflerin;
• Belge vermedikleri günlük hasılatları için gün sonunda tek bir fatura düzenlemeleri,
• Düzenlenen faturanın alıcıya ilişkin bilgiler yerine “… tarihli toplam hasılat” ibaresinin yazılması, şeklinde kolaylık sağlanmıştır.
Yine bu çerçevede mükelleflerin bildirim yükümlülüğü de devam etmektedir.
5-4) Bildirim Yükümlülüğü
Basit usule tabi mükelleflerin vergi dairesine bildirmek zorunda oldukları hususlar şunlardır:
İşe başlama: İşe başlama bildirimi basit usule tabi mükellef tarafından imzalanarak kendilerince veya Avukatlık Kanununa göre ruhsat almış avukatlar veya 3568 sayılı Kanuna göre yetki almış meslek mensuplarınca işe başlama tarihinden itibaren 10 gün içinde ilgili vergi dairesine yapılır.
Değişiklikler (adres değişikliği, iş değişikliği, işletmede değişiklik): Mükellefler adres, iş veya işyerlerinde meydana gelen değişiklikleri, değişikliğin meydana geldiği tarihten itibaren 1 ay içerisinde dilekçeyle bağlı oldukları vergi dairesine bildirmek zorundadırlar.
İşi bırakma: Vergiye tabi olmayı gerektiren muamelelerin tamamen durdurulması ve sona ermesi işi bırakmayı ifade eder. Mükelleflerden işi bırakanların, bu durumu 1 ay içerisinde vergi dairesine bildirmesi gerekmektedir.
Gerçek kişilerde ölüm işi bırakma hükmünde olup, ölüm halinde mirası reddetmemiş mirasçılar tarafından bildirimde bulunulması gerekir. Mirasçılardan herhangi birinin ölümü bildirmesi diğer mirasçıları bu ödevden kurtarır.
5-6) Basit usulde kayıtların tutulması ve vergi levhası
Basit usule tabi mükelleflerin ticari kazançları gelir vergisinden istisna edildiğinden ve bu kazançlar için yıllık beyanname verilmeyeceğinden, bu kapsamda bulunan mükelleflerin ticari kazançları üzerinden vergi tarhiyatı yapılması da söz konusu değildir. Dolayısıyla, ticari kazançları vergi tarhına esas olmayan basit usule tabi mükelleflerin vergi levhası alma zorunlulukları bulunmamaktadır.
6) Basit Usulden Yararlanamayacak Olanlar
6-1) 193 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre basit usulden faydalanamayacak olanlar
1.1)193 sayılı Kanunun 51 inci maddesinde basit usulden faydalanamayacak olanlar bentler halinde sayılmıştır. Bu maddede sayılan mükelleflerin kazançları, şartları taşısalar dahi hiçbir şekilde basit usulde tespit edilmez. Basit usulden yararlanamayacak mükellefler 193 sayılı Kanunun 51 inci maddesinde aşağıdaki şekilde sayılmıştır.
a) Kollektif şirket ortakları ile komandit şirketlerin komandite ortakları.
b) İkrazat işleriyle uğraşanlar.
c) Sarraflar ile kıymetli maden ve mücevherat alım satımı ile uğraşanlar.
ç) Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında sayılan kişi ve kurumlara karşı inşaat ve onarma işini taahhüt edenler ile bu mükelleflere karşı derece derece taahhütte bulunanlar.
d) Sigorta prodüktörleri.
e) Her türlü ilan ve reklam işleriyle uğraşanlar veya bu işlere tavassut edenler.
f) Gayrimenkul ve gemi alım satımı ile uğraşanlar.
g) Tavassut işi yapanlar (dayıbaşılar hariç).
ğ) Maden işletmeleri, taş ve kireç ocakları, kum ve çakıl istihsal yerleri, tuğla ve kiremit harmanları işletenler.
h) Şehirlerarası yük ve yolcu taşımacılığı yapanlar ile treyler, çekici ve benzerlerinin sahip veya işleticileri (yapısı itibarıyla sürücüsünden başka on dört ve daha aşağı oturma yeri olan ve insan taşımaya mahsus motorlu kara taşıtları ile yolcu taşıyanlar hariç).
ı) Cumhurbaşkanınca kararlaştırılan iş grupları, sektörler, il ve ilçeler, büyükşehir belediyeleri dâhil olmak üzere il ve ilçelerin belediye sınırları (mücavir alanlar dâhil), belediyelerin nüfusları, yöreler itibarıyla veya sabit bir işyerinde faaliyette bulunulup bulunulmadığına göre gerçek usulde vergilendirilmesi gerekli görülenler.
6-2) 193 sayılı Kanunun 51 inci maddesinde yer alan yetki uyarınca gerçek usulde vergilendirme kapsamına alınan mükellefler.
6-2.1) 193 sayılı Kanunun 51 inci maddesinde yer alan yetki kullanılarak yayımlanan 25/10/1982 tarihli ve 8/5521 sayılı, 31/1/1992 tarihli ve 92/2683 sayılı ve 12/1/1995 tarihli ve 95/6430 sayılı Bakanlar Kurulu Kararları ile bazı mükellefler gerçek usulde vergilendirme kapsamına alınmıştır.
a) 8/5521 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca ülke genelinde uygulanmak üzere, zirai mahsul satın alarak bu mahsulleri kısmen veya tamamen tüketici dışında kalanlara satan ticaret erbabı gerçek usulde vergilendirilmektedir.
b) 92/2683 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca ülke genelinde uygulanmak üzere, her türlü televizyon, video, radyo, teyp, müzik seti, disk-çalar, kamera, bilgisayar, soğutucu, çamaşır ve bulaşık makinesi, elektrikli süpürge, elektronik müzik aletleri, elektrikli dikiş makinesi ile elektrikle çalışan benzeri eşyaların alım, satım ve üretimi ile uğraşan mükellefler gerçek usulde vergilendirilmektedir.
c) 95/6430 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile;
1) Erzurum, Diyarbakır ve Sakarya illeri,
6-2.2) 10/7/2004 tarihli ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile büyükşehir belediyesi sınırları içerisine alınan yerlerden, yeni bağlanan mahallelerle birlikte 2000 yılı genel nüfus sayımındaki nüfusu 30.000’den az olan yerleri,
6-2.3) 12/11/2012 tarihli ve 6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun kapsamında büyükşehir belediyesi kurulan ve büyükşehir belediyesi sınırları içerisine alınan yerleri,
hariç; mücavir alan sınırları dahil olmak üzere büyükşehir belediye sınırları içinde,
– Her türlü emtia imalatı ile uğraşanlar,
– Her türlü emtia alım-satımı ile uğraşanlar,
– İnşaat ile ilgili her türlü işlerle uğraşanlar,
– Motorlu taşıtların her türlü bakım ve onarım işleriyle uğraşanlar,
– Lokanta ve benzeri hizmet işletmelerini işletenler,
– Eğlence ve istirahat yerlerini işletenler,
gerçek usulde vergilendirilmektedir.
6-3)Birden fazla ticari araçla veya birden fazla işyerinde faaliyette bulunanalar
Basit usule tabi mükelleflerin, sahibi veya işleticisi sıfatıyla birden fazla motorlu araçla veya birden fazla işyerinde ticari faaliyette bulunmaları, “kendi işinde bilfiil çalışmak veya bulunmak” şartının ihlali sayılacaktır. Dolayısıyla bu şekilde faaliyette bulunan mükellefler basit usulden faydalanamayacaktır.
6-4) Başka bir iş yerinde ücretli olarak çalışanlar
Basit usule tabi olan mükelleflerin, başka bir iş yerinde ücretli olarak çalışmaları, kendi işinde bilfiil çalışma veya bulunma şartının ihlali olarak kabul edilmekte ve bu mükelleflerin basit usulden faydalanmaları mümkün bulunmamaktadır. Ancak, işin başında bilfiil çalışmak veya bulunmak kaydıyla, basit usulde faaliyette bulunulmadığı zamanlarda ücretli olarak çalışılması (kısmi süreli çalışma veya mevsimlik işçi olarak çalışma gibi), işin başında bilfiil çalışma veya bulunma şartının ihlali sayılmayacaktır. Başka bir işyerinde ücretli olarak çalışan basit usule tabi mükelleflerin kendi işlerinde bilfiil çalışıp çalışmadıkları veya işlerinin başında bulunup bulunmadıkları hususu vergi dairelerince yoklama ile tespit edilecek ve mükellefiyet durumları bu tespite göre değerlendirilecektir.
6-5)İnternet ve benzeri elektronik ortamlarda faaliyette bulunanlar
Basit usule tabi mükelleflerin, aynı faaliyetlerini internet ve benzeri elektronik ortamlarda da sürdürmesi basit usulün şartlarını ihlal sayılmayacaktır. Ancak bu mükelleflerin sürdürdüğü faaliyetinin dışında, internetten ve benzeri elektronik ortamlardan da başka bir faaliyette bulunmaları (193 sayılı Kanunun mükerrer 20/B maddesinde belirtilen faaliyetlerde bulunanlar hariç) durumunda, birden fazla alanda faaliyette bulunulmuş olunacağından, söz konusu mükelleflerin basit usulden yararlanması mümkün bulunmamaktadır.
7) Basit Usule İlişkin Diğer Hususlar
Bu kısımda yer alan açıklamalar Gelir İdaresi Başkanlığının 2024 yılında yayımladığı “Kazançları Basit Usulde Tespit Edilen Mükelleflerde Gelir Vergisi İstisnası Rehberi”nden alınmıştır.
7-1) Muhafaza ve İbraz Yükümlülüğü
Kazançları basit usulde tespit edilen mükelleflerin, bir takvim yılı içinde aldıkları mallara ve hizmetlere ait alış belgeleri ve yaptıkları giderler ile hasılat belgeleri, kayıtlarının tutulduğu bürolarda muhafaza edilecektir. Cari takvim yılına ilişkin belgelerin ibrazı da bu bürolardan talep edilecektir. Cari takvim yılı kayıtlarının tutulması ve vergilendirmeyle ilgili tüm ödevler bürolarca yerine getirilecektir. Cari takvim yılına ait belgeler muhafaza edilmek üzere mükellefe teslim edilecek ve bu belgeler ilgili bulundukları yılı takip eden takvim yılı başından başlayarak 5 yıl süre ile mükelleflerce muhafaza edilecektir.
7-2) Tevsik Zorunluluğu
Hazine ve Maliye Bakanlığına tanınan yetkiye istinaden;
• Birinci ve ikinci sınıf tüccarların,
• Kazançları basit usulde tespit edilenlerin,
• Vergiden muaf esnafın,
kendi aralarında yapacakları ticari işlemler ile nihai tüketicilerden mal ve hizmet bedeli olarak yapacakları 7.000 TL’yi (2025 miktarı) aşan tahsilat ve ödemelerini, aracı finansal kurumlar (5411 sayılı Kanunda tanımlanan banka, 6493 sayılı Kanun kapsamında yetkilendirilmiş ödeme kuruluşları, 6475 sayılı Kanuna göre kurulan Posta ve Telgraf Teşkilatı A.Ş.) kanalıyla yapmaları ve bu tahsilat ve ödemeleri söz konusu kurumlarca mevzuatlarına göre düzenlenen belgelerle (dekont, hesap bildirim cetveli, alındı vb.) tevsik etmeleri zorunludur.
7-3) Ödeme Kaydedici Cihaz Kullanılması
Kazançları basit usulde tespit edilen mükelleflerden isteyenler ödeme kaydedici cihaz kullanabileceklerdir. İsteğe bağlı olarak EN ÖKC kullanan kazançları basit usulde tespit edilen mükelleflerin kullandıkları EN ÖKC’lerin, 557 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği gereğince, mali hafızalarının dolup dolmadığına bakılmaksızın değiştirilmesi zorunluluğu getirilmiş ve 01.07.2024 son tarih olarak belirlenmiştir.
7-4) Basit Usule Tabi Mükelleflerin Yanında Çalışan Ücretlilerin Durumu
Kazançları basit usulde tespit edilen mükelleflerin kendi işyerlerinde bilfiil çalışmaları veya bulunmaları şarttır. Ancak, bu mükelleflerin işlerinde yardımcı işçi çalıştırmaları veya çırak kullanmaları bu şartı bozmayacaktır. 7349 sayılı Kanunun 3 üncü maddesi ile Gelir Vergisi Kanununun 64 üncü maddesi 1/1/2022 tarihinden geçerli olmak üzere yürürlükten kaldırılmıştır. Söz konusu düzenleme ile bu madde kapsamında bulunan; kazançları basit usulde tespit edilen ticaret erbabı yanında çalışanların elde ettikleri ücretler, işverenlerin tevkifat yapma yükümlülüğü bulunmadığından tevkifata tabi olmayan ücret kapsamında değerlendirilecektir.
Ayrıca bu kapsamda bulunan hizmet erbabının vergi karnesi almasına ve karnesini vergi dairesine ibraz ederek vergilerini tarh ve tahakkuk ettirmesine gerek bulunmamaktadır. Bu kapsamda olanların 1/1/2022 tarihinden itibaren elde ettikleri tevkif suretiyle vergilendirilmemiş ücret gelirleri Gelir Vergisi Kanununun genel hükümlerine tabi olacaktır.
Gelir Vergisi Kanununun 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının (18) numaralı bendi uyarınca, bu kapsamda bulunan hizmet erbabının 1/1/2022 tarihinden itibaren elde ettiği ücret gelirlerine ilişkin matrahlarının, asgari ücretin yıllık gelir vergisi matrahını aşmaması halinde, istisna kapsamına giren bu ücretleri için yıllık beyanname verilmeyecektir
Hizmet erbabının elde ettiği ücret gelirlerinin, istisna tutarını aşması halinde ise elde edilen ücret gelirinin tamamı yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilecek ve hesaplanan gelir vergisinden asgari ücret üzerinden hesaplanan yıllık gelir vergisi mahsup edilerek ödenecek vergi hesaplanacaktır.
7-5) İşyerinin Kira Olması Halinde Kira Ödemesi
Kazançları basit usulde tespit edilen mükelleflerin vergi kesintisi yapma yükümlülüğü bulunmamaktadır. Basit usule tabi mükellefler işyeri olarak kiraladıkları gayrimenkul için ödedikleri kira üzerinden vergi kesintisi yapmayacaklardır.
İşyeri kiralamalarında miktar sınırlaması olmaksızın kira ödemelerinin, banka veya Posta ve Telgraf Teşkilatı A.Ş. tarafından düzenlenen belgelerle tevsik edilmesi zorunluluğu bulunmaktadır.
7-6) Kazançları Basit Usulde Tespit Edilen Mükelleflerde Genç Girişimci Kazanç İstisnası
Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 20 nci maddesine göre, ticari, zirai veya mesleki faaliyeti nedeniyle adlarına ilk defa gelir vergisi mükellefiyeti tesis olunan ve mükellefiyet başlangıç tarihi itibarıyla yirmi dokuz yaşını doldurmamış tam mükellef gerçek kişilerin, faaliyete başladıkları takvim yılından itibaren üç vergilendirme dönemi boyunca elde ettikleri bu kazançlarının gelir vergisi tarifesinin ikinci diliminde yer alan tutara (2023 takvim yılı için 150.000 TL, 2024 takvim yılı için 230.000 TL) kadar olan kısmı maddede belirtilen şartlarla gelir vergisinden müstesnadır.
Ayrıca aynı maddede, istisna kapsamındaki faaliyetlerden kazanç elde edilmemesi veya istisna haddinin altında kazanç elde edilmesi hallerinde dahi yıllık beyanname verileceği belirtilmiş olup genç girişimcilerde kazanç istisnasından faydalanılabilmesi için beyanname verilmesi gerekmektedir.
Basit usule tabi mükelleflerin Gelir Vergisi Kanununun 46 ncı maddesine göre tespit edilen ticari kazançları gelir vergisinden istisna edildiğinden ve bu kazançları beyan edilmeyeceğinden basit usule tabi mükelleflerin genç girişimcilerde kazanç istisnasından yararlanmaları söz konusu olmayacaktır.
Ancak kazancı basit usulde tespit edilen mükelleflerin, bu kazançlarının tamamının gelir vergisinden istisna edilmesi ve dolayısıyla beyanname verilmemesi nedeniyle genç girişimcilere yönelik olarak öngörülen gelir vergisi tarifesinin ikinci diliminde yer alan tutarlık (2025 takvim yılı için 330.000 TL, 2024 takvim yılı için 230.000 TL) kazanç istisnasından yararlanılmaması, bu mükelleflerin genç girişimci şartlarına haiz olup olmadıklarının tespitine engel teşkil etmemektedir. Dolayısıyla basit usule tabi mükelleflere talep etmeleri halinde 5510 sayılı Kanunun 81 nci maddesinin birinci fıkrasının (k) bendi kapsamında sağlanan sigorta prim teşvikinden yararlanmalarını teminen, bağlı bulundukları vergi dairelerince Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 20 nci maddesi ve 292 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde belirtilen şartları taşıyıp taşımadıklarına dair yazı verilmesi mümkün bulunmaktadır.
7-7) Kazançları Basit Usulde Tespit Edilen Mükelleflerde Katma Değer Vergisi Uygulaması
Kazançları basit usulde tespit edilen mükelleflerin teslim ve hizmetleri KDV’den istisna edilmiş olup, bu mükelleflerin KDV Beyannamesi vermesine gerek bulunmamaktadır.
•Kazançları basit usule tabi mükellefler, mal teslimleri ve hizmet ifalarında KDV hesaplamayacakları için bunlardan mal ve hizmet alan mükelleflerin indirim konusu yapacakları bir KDV tutarı da söz konusu olmayacaktır.
• Gerçek usulde vergilendirilen mükelleflerden mal ve hizmet satın alan kazançları basit usulde tespit edilen mükellefler, ödedikleri KDV’yi gider veya maliyet olarak dikkate alacaklardır.